Adana’da sürekli değişen imar planları, kentteki yapılaşma konusundaki sıkıntıları daha da artırırken; kentin mimar, mühendis ve şehir plancıları imar sorununa ilişkin belediye ile ortak çalışma yapma çağrısında bulundu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer ve Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Adana Şube Başkanı Gülcan Keskin, kentte ölçeği ne olursa olsun sık değiştirilen ya da mahkeme kararları yerine getirilen imar planlarının sorunları derinleştirdiğine dikkat çekiyor.Hızlıca hazırlanan ve askıya çıkan planlara itiraz edildiğinin altını çizen yetkililer, kabul edilen her itirazın da planların revize edilmesini zorunlu kıldığını belirtirken, bunun sürecin daha da uzamasına neden olduğuna vurgu yapıyorlar.
Yetkililer, Adana’da arsa konusunda önemli sıkıntılar yaşandığına dikkat çekerken, mevcut arsaların da imarlarının uygun olmaması ya da planlarının iptal edilmesi sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirtiyorlar: “Bu durum, başta Adana ekonomisine, kentleşme sürecine olmak üzere, inşaat sektörüne ve ilgili yan sektörlere olumsuz yansıyor.”
İmar planı hazırlama sürecinin bütüncül anlayıştan uzak, kapsamlı çalışmalara dayanmayan, alt ve üst ölçekli planların uyumsuz olduğunu belirten Biçer ve Keskin, ulaşım ve kentsel dönüşüm master planı ile birlikte ele alınmadığı ve planlama sürecinde katılımcılıktan uzak ‘ben yaptım oldu’ anlayışı etkin olduğu sürece sorunların artacağı ve içinden çıkılamaz bir düzeye ulaşacağına işaret ediyorlar.
Yetkililer, imar düzenlemesinin; yasayla yetkilendirilen kamu kurumları tarafından, kentsel arsa üretiminin gerçekleştirilmesi, sağlıksız ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi, kent merkezlerinin insanın ihtiyacını gözeterek düzenlenmesi, yeşiliyle ve sosyal donatı alanlarıyla yaşanabilir kentler oluşturulması, kent içi ulaşıma bütüncül yaklaşılması, emredici plandan, tanımlayıcı müzakereci plana geçilmesi gibi işlemleri kapsadığının altını çiziyorlar.
İmarın kent-insan ilişkisini düzenlediğini belirten Biçer ve Keskin, “Kentli yurttaşlardan başlayarak kamu kurumları, yerel örgütlenmeler, sivil inisiyatifler, meslek odaları, üniversiteler imar sürecinin doğal bileşeni olarak görülmeli ve katılımcılığın alt yapısı hazırlanmalıdır” diyor.
Meslek odaları kente sahip çıkmaya devam edecek
Mühendis, mimar ve şehir plancıların imar planlarının sosyal, ekonomik boyutunu, mesleki-teknik gereklerle zenginleştirerek kamunun kullanıma sunmaya hazır olduklarına dikkat çekilen açıklamada, “Meslek odalarının imar planları ile ilgili olgunlaşmış, uygulanabilir alternatifleri vardır” mesajı veriliyor.
Açıklamada, planlamada üst ölçekli planların revize edilmesi, tek ve bütüncül bir nazım imar planının hazırlanması, yapılaşma yoğunluğu sonradan değiştirilen alanlarda, önceden verilen imar koşullarının yeniden sağlanmasına çalışılması gerektiği vurgulanıyor. Biçer ve Keskin, yaptıkları ortak açıklamada şunların altını çiziyorlar: “Yapılaşmamış alanlarda ise gerek hazırlanan imar planında gerekse uygulamada, öncelikle kök parsele dönüş yapılarak yeniden uygulama yapılması yolu denenmelidir. Yeni oluşacak imar parsellerinin ise mümkün oldukça yeterli miktarda kök parselden verilmesi sağlanmalıdır. Bu tutum itirazları büyük ölçüde azaltacaktır.”
“Çok katlı yapıların nerelerde ve nasıl yer alacağı, hangi yollarda hangi bina yüksekliklerinin geçerli olacağı, binaların açıklıkları ve doluluk oranları v.b.gibi temel konular ilgili meslek odalarının da katılacağı komisyonlarca belirlenmelidir” denilen açıklamada, meslek odalarının kente sahip çıkmaya devam edeceği ifade ediliyor.