Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Gayrimenkul Borsası’ kurulmasına ilişkin önerisine emlak ve inşaatçılar yeşil ışık yaktı. ‘Gayrimenkul Borsası’nın sektörde kredi finansmanı ve likidite sorununa çözüm getireceğine inanılıyor.
Geçtiğimiz günlerde İSEDAK’ın 30. toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Menkul Kıymetler Borsası gibi bir de Gayrimenkul Kıymetler Borsası kurulması önerisinde bulundu. Cumhurbaşkanının önerisine emlak ve inşaatçılar yeşil ışık yaktı. Önerinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda gerçekleştirilen hisse senedi ve tahvil gibi menkul değerler yerine yalnızca gayrimenkul değer işlemlerinin gerçekleştirilmesi emlak ve inşaat sektörüne bambaşka bir boyut kazandırarak, sektörde kredi finansmanı ve likidite sorununa da çözüm getireceği düşünülüyor.
İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin borsa endeksi sermaye akımlarına kazandıracağı hızın, ülkemizi aynı girişimin gayrimenkul sektöründe de gerçekleştirilmesine sevk etmesi gerektiğini belirten Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Erilkun, şunları söyledi: “Gayrimenkul Borsası, öncelikle Türkiye ekonomisinin temel lokomotifinin sağladığı katma değerin sektöre katlanarak kazandırılmasında büyük yarar sağlayacaktır. İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Örgütü tarafından altın borsasının kurulmasına ilişkin girişimler bu işin ilk ışığıdır. Gayrimenkule ilişkin değer transferlerine olanak sağlayacak özel bir Gayrimenkul Borsası da tüm piyasaya bambaşka bir ufuk kazandıracaktır.”
Ekonominin itici gücü olacak
Ekonominin dış kaynaklarla daha fazla güçlendiği ve sadece konut satışlarında bile toplam hacmin yüzde 22’sinin yabancılara satıştan sağlandığına dikkat çeken Hakan Erilkun, Gayrimenkul Borsası’nın gayrimenkul piyasasında refinansman sürecini hızlandıracak, yeni oluşumların da önünü açacağını vurguladı. Erilkun, şöyle devam etti: “Amerika’da yaşanan mortgage krizinin de kredilere ilişkin tahvillerin ederinden daha düşük bir bedelle elden çıkarılmasıyla aşıldığını hatırlayabiliriz. Türkiye gibi ekonomisi her yıl katlanarak büyüyen bir ekonominin itici gücü olacak, öncelikle gayrimenkul sermaye iradlarında ciddi bir artışı ve dolayısıyla global ekonomide ek vergilerle büyük bir güç artışını beraberinde getirecektir.”